Siirt’te Çanakkale savaşında İngilizlerden kalma süvari atların eyerlerini yıllardır depoda sakladığını belirten Tokgöz, manevi değeri olduğu için at eyerlerine paha biçemediklerini söyledi. Tokgöz’ün iş yerinde barındırdığı Çanakkale harbinin İngiliz kalıntıları ise adeta tarihe ve Çanakkale Zaferi’ne ışık tutuyor.
İngilizlerden kalma at eyerlerini yıllarca depoda sakladıklarını belirten Tokgöz, şimdi gün yüzüne çıkardıkları eyerleri alabilmek için İngilizlerin kendileriyle irtibata geçip almak istediklerini dile getirdi.
Tokgöz, “ İngilizler Çanakkale harbinden Türkler ve anzaklar beraber savaşa girdikleri zaman İngilizleri bozguna uğrattı. İngilizlerin orada kalıntıları olarak eyerler, atlar, mühimmatlar orada ne kaldıysa bırakıp kaçtılar. Kaçtıktan sonra bu eyerlerde bugün de bizim elimize geçti. Bazı araştırmacı İngilizler bu bölgeye geldiler, bunların nerde olduğunu öğrenmek istediler. Yanımıza gelerek bizden bunları almak istediler. Bunlarında bizim yanımızda manevi değeri olduğu için ben satmaya karar vermedim. Dedim bizim de atalarımız o şekilde savaşmışlar kalıntıları bizim yanımızda duruyor. Gerçekten fiyat biçilmez bunlara manevi değeri olarak bende satmak istemedim” dedi.
“ATALARIMIZIN MESLEĞİNİ SÜRDÜRMEKTEYİM”
Atalarından kalma mesleğin yok olmaması için Nalbantçılık mesleğini sürdürdüğünü belirten Tokgöz, “ Atalarımızın mesleğini sürdürmekteyim. Bunu ticari amaçlı değil bir özenti olarak bir hatıra olarak birde bu sanatın ölmemesini istiyorum. Eskiden dedelerimiz kervancıydı. Nalbantçıydı. Siirt’in coğrafi koşullarında araba, yol olmadığı için bunlar at sırtında katır sırtında yük ve bütün ihtiyaçlarını görüyorlardı. Bizde bunları meslek olarak bunlara hayvan alıyorduk. At, katır ve bunların alışverişini yapıyorduk. Atalarımız bu mesleği yaptı. Teknolojinin gelişmesiyle bu meslek tarih oldu. Öldü bu meslek ama yine genimizde var atsız kalamıyoruz. Atları biz kendimiz besliyoruz, biniyoruz. Bir tutkudur bizim içimizde.” diye konuştu.