Siirt’te 23 yıl önce Devletten Keşkol ve Garisan konutlarının inşa ihalesini alan Diyarbakırlı bir firma bünyesinde o yıllar taşeron olarak 5 yıl boyunca çalışan sıva ustası 66 yaşındaki Sabri Yıldız, kendilerine iş yaptığı firma tarafından dolandırıldığını iddia etti. Yıldız, iddiasına göre kendisini ara ara avans ödemeleriyle kandırıp iş bittikten sonra, ödeme yapmamak için “Devletten ödeme alma konusunda zorluklar ve problemler yaşıyoruz” gibi bahanelerle zaman kazanan Mercan İnşaat ve Ticaret LTD.ŞTİ adı altındaki firma sahipleri Baki Mercan ve Mehdin Mercan tarafından dolandırıldığını söyledi. Durumun farkına geç vararak mahkemeye gitmek zorunda kalan Yıldız, zaman aşımı tuzağına düşürülerek resmi yoldan hakkının alınmasının engellendiğini söyledi. Elinde iş yaptığına dair resmi sözleşme ve noter tasdikli belgelerin olmasına rağmen yargı yolundan bir sonuç alamayan Yıldız, son çaresinin ve umudunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olduğunu söyleyerek, serzenişte bulundu.
SİİRT’TE DEVLETTEN GARİSAN VE KEŞKOL KONUT İNŞA İHALESİNİ ALAN FİRMA BÜNYESİNDE TAŞERON SIVA USTASI OLARAK 5 YIL BOYUNCA ÇALIŞTIĞIM MERCAN İNŞAAT BENİ DOLANDIRDI
Yaşadığı mağduriyeti www.siirtpress.com Genel Yayın Yönetmeni İsmet Açıkgöz’e anlatan aslen Siirtli olan Sabri Yıldız, “ 1993 yılında Siirt merkezde Devlet tarafından inşa edilen 112 konuttan oluşan Keşkol Konutları ile 99 konuttan oluşan Afet evleri (Garisan) konutlarının yapım ihalesini o yıllarda alan Diyarbakır iline ait Mercan İnşaat ve Ticaret Ltd.Şti bünyesinde taşeron sıva ustası olarak işlerini yaptım. 1997 yılına kadar bu işler 4 yıl boyunca sürdü ve ben orada çalıştım. Bu konuda Mercan İnşaat ile aramızda resmi protokol sözleşme bile vardır.
1993 yılından 1995 yılına kadar Keşkol konutlarını tamamladım. 1997 yılına kadar da 99 konuttan oluşan Garisan konutları (Afet Evleri) konutlarının sıva işlerini yaptım. 5 yıl boyunca o şirket bünyesinde çalıştım. Ara ara bu şirket yöneticileri olan Baki Mercan ve Mehdin Mercan iş yaptığım esnada dikkat çekmemek için avans verirdiler. İş bittikten sonra şirket yetkilileri en başta beni tatmin edebilmek için gel oturalım hesabımızı yapalım dediler. Ne kadar onlarla buluşmak hesabımızı yapmak istesem bir mazeret veya ödeme konusunda devletle sorun yaşadıklarını beyan ederek benim ödememi ertelediler. Şirket ortaklarından Baki Mercan isimli kişi benimle Ankara’da buluşarak ödeme konusunda ciddi sorunlar yaşadıklarını kendilerini idare etmelerini hususunda benden zaman istediler. Bende problem olmaz dedim. Zamanı geldiğinde sana ödeme yaparız sana söz dediler.”
“ZAMAN AŞIMI TUZAĞINA DÜŞÜRÜLDÜM”
5 yıl boyunca ben kendilerinden ödeme bekledim. Daha sonra kendilerinden ödeme göremeyince mahkemeye başvurdum ve hakkımı yargı yoluyla almaya karar verdim. Mahkeme 3 yıl sürdükten sonrada bir sonuç alamayınca aradan geçen ki 5 yıl da göz önünde bulundurularak davam zaman aşımına uğradı. Esas planda buydu, beni zaman aşımı tuzağına düşürdüler. Meğerse bunlar dolandırıcı ve konuyu zaman aşımına uğratmak niyetliydiler, bunu geç anladım. Oysaki benim itiraz ve temyiz hakkım vardı. Tuttuğum avukatta mahkemeye gitmemiş itiraz dilekçesinde bulunmamıştı, ben okul okumadım, kanunu da bilmem. Açıkça ben dolandırıldım. Şayet avukat keşif talebinde bulunsaydı ben hakkımı onlardan alabilecektim. Savcılığa gittim keşif istedim, savcı kabul etmedi. Mercan İnşaat şirketi mahkemede benim yanlarında çalıştığımı inkar ettiler, mahkemede onlar benim günlükçü olarak yanlarında çalıştığım yalanını söylediler. Halbuki Mercan İnşaat sahipleri Baki Mercan ve Mehdin Mercan ile aramızdaki sözleşmeyi mahkemeye sundum, onlar benim için bu sözleşme “Kendisince hazırlanmış kaşe ve imzamız kullanılarak sahte evrak olarak hazırlanmış” yalanını atarak benim onlara iş yapmadığı belirttiler. Ben notere gittim dilekçe verdim. Noter bu sözleşme gerçek bir sözleşmedir diye onay verdi. Mahkemede farklı konuşan Mercan İnşaat yetkilileri beni yatıştırmak için defalarca bana sana ödeme yapacağız dediler. Her şeye rağmen paramı alamadım. Yargıdan da sonuç alamadım, kendi imkanlarımla da ne yaptıysam hakkımı onlardan alamadım. 23 yıldır bu insanlardan hakkımı alamadım. 2005 yılında yasa gereği projeye bakılarak Bayındırlık İskan Müdürlüğü hakkımın o yıl 1 Milyon 150 Bin Lira olduğu hesapladı. Ben sadece bugüne kadar kendilerinden avans adı altında hakkımın sadece 3’te birini alabildim. Buradan son çarem ve umudum olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’ya sesleniyorum. Allah rızası için benim sesime kulak verin, lütfen mağduriyetime el atın, 23 yıldır çalmadığım kapı kalmadı tek kapım sizsiniz.” Dedi.