Cumhurbaşkanı tarafından 14 Mayıs tarihinde yapılması açıklanan ‘2023 Genel Seçimleri’ çalışmalarına ülke genelinde olduğu gibi Siirt’te maratonuna start verildi. Siyaset kulislerinin ısındığı bu günlerde Siirt’in bağrından kopmuş, birçok kez AK Parti’den aday adayı olmuş Siyasetçi-Yazar Siirt MİM Platformu Başkanı Fatih Sevgili’ye mikrofonlarımızı uzattık. SİİRTPRESS Haber Ajansı Genel Yayın yönetmeni İsmet Açıkgöz’ün sorularını yanıtlayan Sevgili, önemli açıklamalarda bulundu.
Sohbet ortamında gerçekleşen yayın programımızda yönlendirdiğimiz sorunlara Sevgili şu cevapları verdi.
(SORU) – SİİRT VE ÜLKE KAMUOYU UZUN YILLARDIR SİZİ SİYASETTEN, STK ÇALIŞMALARINIZDAN, YAZILARINIZ VE KONFERANSLARINIZDAN TANIYOR. AKTİF BİR MEDYA KULLANICISISINIZ VE BİZLER DE YAPTIĞINIZ ÇALIŞMALARI YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ.
ANCAK SON BİR YILDIR MİM FİKİR DÜŞÜNCE PLATFORMUNDA KAMUOYUNUN DA ÇOK ADLANDIRMADIĞI HER GÜN YÜZLERCE KİŞİYİ AĞIRLAYARAK SIRA DIŞI BİR ŞEY YAPIYORSUNUZ.
SİZ BURADA NE YAPMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ?
(CEVAP) ‘Ülkemizin, bölgemizin ve şehrimizin son birkaç yıldır içinden geçtiği süreç ve şu an geldiği noktada kendimce müşahede ettiğim ve dostlarımla da yaptığım istişareler doğrultusunda; siyasette fikri daralma, toplumda dağılma, gençler başta olmak üzere hepimizde aşırı politikleşme, gençlerimiz ile aramızda birçok konuda kopukluk ve eşraf/kanaat önderi kırılması sorunlarının çözümüne karınca kararınca bir katkı yapmak, genç nesillerimize yarın da söz söylemeye devam edebilmek için biraz da sivilleşme adına MİM Fikir Düşünce ismiyle bir dernek kurduk.
İnsanlık için, ümmet için, memleketimiz, aile ve gençlerimiz için; Birlikte düşünmek, birlikte gülmek-hüzünlenmek, birlikte dertlenmek ve dertleşmek üzere tanıştığımız, ve henüz tanışma imkanı bulamadığımız tüm halkımızı çay, çorba, kahve eşliğinde muhabbete ve birlikte tefekküre davet ediyorum.’ demiştim.
Bu çağrının üzerinden tam 1 yıl geçti. Bu sürede özellikle kanaat önderlerimiz, şeyhlerimiz, eğitimcilerimiz, müderris ve imamlarımız, muhtarlarımız ve STK başkanlarımız olmak üzere her kesimden yaklaşık 9 bin dostumuz bu çağrımıza karşılık verip bizleri onurlandırdı. Doğrusu beklediğimin çok üstünde bir teveccüh ile karşılaştım.
Şahsım adına her gelen insandan bir şeyler öğrendim. Değerli istişarelerimiz oldu. Kaybettiğimiz dostlarımızı yeniden bulduk. Tanışıklıklarımızı yenileyip dostluklarımızı pekiştirdik. Yeni dostlar edindik. Milletimizi daha iyi tanıma imkanı bulduk. Bazen hüzünlendik, bazen ağladık, bazen güldük, bazen dostlarımızı ihmal etmiş olmanın mahcubiyetini yaşadık. Ama her şeyden önemlisi halkımızla birlikte büyük bir aile olduğumuzu, dostlarımızla birlikte var ve güçlü olduğumuzu ve her türlü övgüye layık naif ve kadirşinas bir millete sahip olduğumuzu bir kez daha anladık.
Bireyselleşmenin insanlığa dayatıldığı bir çağda ru be ru görüşmelerin ne kadar değerli olduğunu hep birlikte müşahede ettik. Birlikte fotoğraf vererek topluma hakim olan politize olma halini yumuşatmaya çalıştık. Aynı siyasi görüşte olmasak da birlikte çay içebileceğimizi göstermeye çalıştık. Eminim bizi sosyal medyadan takip edenler de aynı duyguları yaşamıştır. Ve her şeyden önemlisi düşünsenize 9 bini aşkın insanla el sıkıştık, göz göze geldik, gönül gönüle sohbet ettik, birbirimize dua ettik ve birbirimize tebessüm ettik. Tüm bu güzellikleri veren Allah’a hamd ediyorum. Bize bu itibarı miras bırakan atalarımızı rahmetle anıyorum. Bu süreçte burada yanımda duran, destek veren akrabalarımla teşekkür ediyorum. Teveccüh gösterip teşrif eden tüm dostlarıma şükranlarımı sunuyorum.
(SORU) SİZİN SİYASİ GÖRÜŞÜNÜZ VE DURUŞUNUZ HERKESÇE BİLİNİYOR. ANCAK YAPTIĞINIZ PAYLAŞIMLARDAN GÖRÜYORUZ Kİ BURAYA HER KESİMDEN VE HER SİYASİ GÖRÜŞTEN İNSANLAR GELİYOR. NEDEN GELİYORLAR VE ONLARLA NE KONUŞUYORSUNUZ?
(CEVAP) Benim gibi herkesin de kendisine ait bir siyasi görüşü ve duruşu vardır. Ancak burayı ‘Hayat siyasetten ibaret değildir’ diyerek açtık. Siyasetten daha önce gelen (hem din hem de kan bağı olarak) kardeşlik, insanlık, akrabalık, hemşehrilik, komşuluk, dostluk var. Ve zaten siyaset tüm bu güzelliklere yani birliğe, beraberliğe, kardeşliğe, insanlığa hizmet etmek için yapılır.
Ben bu coğrafyanın en kadim ailelerinden birinin bireyiyim. Bu milletin her bir ferdi ile geçmişten bugüne gelen bir dostluğumuz var. Bizler bu millet ile bir siyasi parti aracılığı ya da siyaset sayesinde tanışmadık. Dedelerimizin, babalarımızın birbiriyle ortak hikayeleri var. Bu dostluklar bizlere miras olarak kaldı. Bu dostlukları siyasete, reel politiğe, gündelik hadiselere kurban edemeyiz.
Kaldı ki bu halk yüz yıllardır sevgisiyle bizleri var etti ve en zor zamanlarda (tek parti zamanında sürgün edildiğimizde, terörün en hakim olduğu zamanda bize ambargolar uygulanırken) bile bize sahip çıktı. Bizim bu halka vefa borcumuz var. Halkımız ile olan bağımız siyaset ile izah edilemez, siyasete de indirgenemez.
Gelenlerle ortak hikayelerimizi konuşuyoruz. Ülkemizin, şehrimizin, aile kurumumuz ve gençliğimizin sorunlarını istişare ediyoruz. Birbirimizin çocuklarıyla tanışıp bize miras kalan dostluğu geleceğe taşımaya gayret ediyoruz.
(SORU) CUMHURİYETİN 100. YILINDA ÖNEMLİ BİR SEÇİME GİDİYORUZ. DÜNYA BASINI DA 2023 YILININ DÜNYA İÇİN EN ÖNEMLİ OLAYI OLARAK TÜRKİYE SEÇİMLERİNİ GÖSTERİYOR.
BU SEÇİM ÜLKEMİZ VE DÜNYA İÇİN NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
(CEVAP) Her seçim çok önemlidir. Ancak Dünyanın içinden geçtiği süreç, bölgemizde olan bitenler, ülkemizin geldiği yer, kazanımlarımız ve o kazanımlarımızı kaybetme riskimiz ve muhalefetimizin içinde bulunduğu durum iyi analiz edilince bu seçim tarihin en önemli seçimdir.
Daha önce ülkemizde defalarca darbe yaptıran, darbe girişimlerinde bulunan, vesayet odaklarını besleyip yönlendiren dış güçler adına konuşan ABD başkanı Biden’in ‘bu defa muhalefeti organize ederek meşru yoldan Erdoğan’ı indireceğiz’ açıklaması bile başlı başına bu hakikati görmek için yeterlidir. Biden’in açıklaması sonrası ülkede belki cenazede bile bir araya gelmesi mümkün olmayan benzemezlerin aynı masa etrafında ve Biden’in verdiği istikamet doğrultusunda Erdoğan’ı devirme gayesiyle bir araya gelmiş olması ülkemiz adına tehditin boyutunu da gözler önüne sermektedir.
Dünyada enerji ve gıda krizi derinleşiyorken, bölgede Rusya-Ukrayna savaşının komşu ülkelere sıçrama ihtimali varken ve tüm ülkeler için enerji tedariki, savunma ve silah sanayi hayati bir öneme haiz iken; Türkiye’nin Akdeniz ve Karadeniz’de gaz keşifleri, Cudi ve Gabar’da petrol keşifleri, silah ve savunma sanayinde yakalanan ivme riske edilemez. 6’lı masanın ısrarla Türkiye’nin Suriye ve Libya’daki varlığına, Doğu Akdeniz’de enerji arayışına ve silah sanayine karşı açıklamaları bu kazanımların da risk altına olduğunu açıkça göstermektedir.
(SORU) HAYAT PAHALILIĞI VE EKONOMİK KRİZE DAİR NE SÖYLEMEK İSTERSİNİZ; SEÇİMLERE ETKİSİ OLUR MU; KISA ZAMANDA BİR ÇÖZÜM BEKLİYOR MUSUNUZ?
(CEVAP) 2022 yılı ekonomik olarak hem ülkemiz için hem de tüm dünya için zor bir yıl oldu. Özellikle pandemi sürecinde tüm dünyada olağanüstü şartlar nedeniyle üretim imkanı olmadı herkes evinde oturup tüketti. Bu da tüm dünyada bir enerji ve gıda krizine sebep oldu. Üstüne Rusya-Ukrayna savaşı da bu krizi derinleştirip etkilerini daha yıkıcı hale getirdi. Takdir edersiniz ki küresel bir krizden her ne kadar tüm dünya etkilense de özellikle ekonomik alt yapısı güçlü olmayan bazı ülkeler daha fazla etkilenmektedir. Türkiye de başta enerji ihtiyacı konusunda olmak üzere önemli bazı kalemlerde hala ciddi oranda dışa bağımlı ve bu da krizden daha fazla etkilenmemize sebep oldu. Buna ülkemize yapılan uluslararası ekonomik operasyonlar da (Trump’un sözlerini ve yaptıklarını hatırlayın) eklenince bu kriz daha da ağırlaştı.
Şüphe yok ki seçmenin oy verme parametrelerinden biri de ekonomidir. Sonuca etki etmemesi düşünülemez. Ancak bu etki muhalefetin ümit ettiği gibi ‘Ekonomi iyi değil tencere bu iktidarı devirecek’ şeklinde değildir.
Birincisi oy vermede tek parametre ekonomi değildir. Ekonomi onlarca parametrelerden sadece bir tanesidir. İkincisi de halk bir iktidarı indirmek için önce iktidara getirmeye değer birini bulmak ister. Yani iyi olmayan ekonomiyi iyi bir yere getirecek bilgi, birikim, tecrübe ve dirayete sahip ve güven veren bir lider/parti olmalı ki halk mevcut iktidarı indirsin.
Bugün ‘Erdoğan’ı devireceğiz’ , ‘şunları yargılayacağız’ , ‘şu şirketlere el koyacağız’ , ‘şu yatırımları durduracağız’ , ‘herkesi görevden alacağız’ şeklinde yıkıcı vaatler dışında hiç vaadi olmayan bu muhalefetin ekonomiyi iyi bir yere getireceğine sadece halk değil muhalefetin kendisi de inanmamaktadır. O yüzden iyiye dair hiçbir vaatleri yok.
Asgari ücrete, işçi-memur ve emekliye ciddi oranda zam verip alım gücünü yükseltmeye çalışan, fiyat artışlarını durdurmak için her gün yeni bir iyileştirme paketi açıklayan, sosyal konut projeleri ve daha bir çok alanda yeni hamleler yapan bir iktidarı düşürüp yerine sadece kıracağız, asacağız, keseceğiz diyen bir muhalefeti kimse iktidar yapmaz.
‘Erdoğan gidecek her şey güzel olacak’ diyen muhalefetin anlaması gereken şu ki; bu halk bir çok şeyin Erdoğan ile güzelleştiğini biliyor. Ve hala da en çok Erdoğan’a güveniyor.
(SORU) SEÇİMİ BİR DE SİİRT İÇİN DEĞERLENDİRMENİZİ İSTİYORUM. ÖNCE SİZ NE ÖNGÖRÜYORSUNUZ? SONRA DA BURADA GÖRÜŞTÜĞÜNÜZ BİNLERCE KİŞİ BU SEÇİMDEN NE BEKLİYOR?
(CEVAP) Cevaba ikinci sorunuzla başlamak istiyorum. Halk zihin ve gönül dünyasında kendisinden kabul ettiği, bagajında kirli yükleri olmayan, daha önce adı ihale, yolsuzluk, akçeli ilişkilerle yan yana gelmemiş, hayatı ve varlıkları şeffaf ve hesabı verilebilir, siyaseti geçim kaynağı ve zenginleşme aracı olarak görmeyen; göreve geldiğinde de ailecilik-aşiretçilik-mıntıkacılık-ekipçilik ve menfaatçilik gibi taassuplardan uzak kalacak ve Adalet ve liyakat esaslarından taviz vermeyecek kişiler istiyor.
Öngörüm ise; Ak Parti’nin halkın görmek istediği yukarıda özelliklerini saydığım profillerle halkın karşısına çıkması halinde Siirt’te 2 vekil çıkarabileceğine kesinlikle inanıyorum.
(SORU) AÇIK YÜREKLİLİĞİNİZLE KONUŞAN BİRİ OLDUĞUNUZU BİLDİĞİM İÇİN SORUYORUM. ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMDE AK PARTİNİN RAKİBİ OLARAK HANGİ PARTİYİ GÖRÜYORSUNUZ?
(CEVAP) Ak Parti’nin en büyük rakibi yine Ak Partidir. Bu tespitimi kamuoyu araştırmaları da teyit etmektedir. Mesela Ak Parti oyları düştüğünde muhalefetteki herhangi bir partinin oyları artmıyor, kararsızların oranı artıyor. Yani Ak Partiye kızanların da hala tek ümidi yine Ak Partidir. Halk Ak Partinin içindeki bazı sorunları çözmelerini talep etmektedirler. Ak Parti halkın kendisinden beklediği hamleleri yapmazsa işte o zaman kendisinden ümidini yitirir ve başka partiye kayar. Öyle bir durum şimdiye kadar olmadı. Bundan sonra da olmaz inşallah.
(SORU) SİİRT’TE SİYASET VE ADAY KONUŞULUNCA KÜRT-ARAP SONRA DA GARZAN-MERKEZ-BOTAN TANIMLARI ÜZERİNDEN KONUŞULUYOR. SİZ KENDİNİZİ BU TANIMLARA GÖRE NEREYE KOYUYORSUNUZ?
(CEVAP) Doğrusu bu soruya hem hepsi hem de hiç biri olarak cevaplamak istiyorum. Evet siyaset, toplumu her türlü farklılığıyla doğru okumak ve tüm kesimlere temsil imkanı vermektir.
Ancak toplumu önce Kürtler ve Araplar diye bölüp sonra onlara temsil imkanı vermekten daha doğru olan bir yöntem vardır; O da Kürtlerin de Arapların de kendisinden biri olarak kabul ettiği her iki halkı da aynı anda temsil edecek aktörlerle yola çıkmaktır.
Garzan-Botan-Merkez tanımını coğrafi bir tanım olarak tabi ki kabul ediyorum. Ancak bunu siyasi tanım olarak kabul etmiyorum. Sadece Botan’ın bir ilçesinde tanınan bazı siyasi aktörlerin ve sadece Garzan’ın bir ilçesinde tanınan bazı siyasi aktörlerin ve sadece merkezde şehirli (Arap) seçmenlerince tanınan bazı aktörlerin kendilerine siyaset alanı açmak için uydurduğu zorlama bir tanımdır. Her coğrafi bölgeden bir kişinin listede yer almasını talep etmek yerine her üç coğrafi bölgede de tanınan ve karşılığı olan 3 kişinin aday olması daha birleştirici, daha makul ve mantıklı olan değil midir? Siyaset biraz da matematiktir. Matematik ilmine göre de doğru olan yöntem budur.
Siirt’in sadece bir ilçesinde tanınan aktörlere o ilçede yerel siyaset yapmalarını tavsiye ederim. Siirt milletvekili olmak isteyenlerin de zahmet olmazsa biraz daha çalışıp kendilerini tüm ilçe ve köylerde tanıtmaları ve kendilerini halka kabul ettirmeleri gerektiğini düşünüyorum.
(SORU) SON OLARAK MİLLETVEKİLİNE ADAY MISINIZ? ADAYSANIZ SEÇİM KAMPANYASINI NE ZAMAN BAŞLATACAKSINIZ?
(CEVAP) Takdir edersiniz ki seçim kampanyası herkes için aynı değildir. Sahaya ilk kez inecekler için belli bazı prosedürler vardır. Adaylık dilekçesi vermek, basın açıklaması yapmak, tanıtım çalışmaları yapmak, ziyaretler yaparak kendini takdim etme, tanıtma ve irade beyan etmek vs.
Ancak konu siyaset ve seçim olunca bu prosedürleri daha önce defalarca yapmış ve kamuoyunun yakından tanıdığı, bildiği ve beklediği benim gibiler zaten doğal olarak adaydır. Hayatın normal akışı içerisinde yaptığımız her şey zaten kamuoyu tarafından siyasi çalışma olarak algılanır.
Aday olmaya gelince; Sayın cumhurbaşkanı ile birlikte siyaset yapma irademiz zat-i alileri tarafından da, partinin yetkili organları tarafından da halkımız tarafından da bilinmektedir. Bu irade beyanından sonra takdir sayın Cumhurbaşkanımızdadır. Bize bir yerde görev tevdi edilirse biz de tevdi edilen görevi en iyi şekilde yapmanın gayreti içerisinde oluruz.
(SORU) SİZCE 6’LI MASANIN ADAYI KİM OLUR?
(CEVAP) Doğrusu bunu bilmem mümkün değildir. Ama emin olun bunu sadece ben değil masada oturan 6 genel başkan da en az benim kadar bilmiyorlar. Çünkü adayı masada oturanlar değil onları masaya oturtanlar belirleyecek.
Haber: İsmet AÇIKGÖZ/SİİRTPRESS Haber Ajansı Genel Yayın Yönetmeni